Duruşma Zaptı Delil Olur Mu? Bir Adalet Arayışının Hikayesi
Kayseri’de bir sabah, sisli bir günde uyanmıştım. İçimde huzursuz bir his vardı; sanki bir şeylerin tam olarak yerine oturmayacağını biliyordum. O gün, hayatımın en zor anlarından birini yaşadım. Bir dava süreci, bir aile meselesi… Şimdi geriye bakınca, o duyguların hala taze olduğunu hissediyorum. İşte o dava sürecinde, duruşma zaptına olan inancım tamamen değişti.
Duruşma Zaptının O Anlamı
O sabah, Kayseri Adliyesi’nin soğuk koridorlarında yürürken, içimde bir heyecan vardı. Ne kadar heyecanlansam da, gerçek bir umut hissetmiyordum. Bir davada tanık olarak çağrılmıştım ve ilk kez adaletin ne kadar sert, aynı zamanda ne kadar kırılgan bir şey olduğunu fark edecektim. Hukukun içine girmeden önce, hep şunu düşünürdüm: “Duruşma zaptı, doğru yazılmış bir delil midir? Bu sadece bir kayıttan mı ibaret yoksa, gerçekten bir gerçeği yansıtır mı?”
Hikayem de burada başlıyor. Duruşma zaptı, yaşanan olayların ve yapılan konuşmaların kaydıdır, bir tür hatırlatıcıdır. Ancak, bir an için düşünün, herkes o zaptın doğru olmasını ister ama bazen en iyi niyetlerle bile yanlışlıklar olabilir. Bir hata, bir eksiklik, yanlış yazılmış bir kelime her şeyin seyrini değiştirebilir.
Bir Aile Sırrı ve Duruşma
Ailemde, yıllarca gizli kalan bir mesele vardı. Teyzemin eşiyle yaşadığı zorluklar ve sonunda boşanma kararı, küçük bir kasaba gibi olan dünyamızı sarsmıştı. Herkesin söyledikleri farklıydı. O sırada birden, başımda dönmeye başlayan tüm düşünceler arasında bir gerçek belirdi: “Duruşma zaptı delil olabilir mi? Gerçekler burada yazıyor mu, yoksa sadece kağıt üstünde mi kalacak?” İşte o gün, o zaptın içeriğine son derece dikkat etmem gerektiğini fark ettim.
Gün geldi, teyzemin davasının duruşmasına katıldım. Zaten gözlerim dolmuştu, çünkü ailemin yaşadığı bu ayrılık, beni de derinden etkiliyordu. Herkesin söylemek istediği çok şey vardı, ama kimse gerçeği tam olarak dile getiremiyordu. İşte tam o anda, duruşma zaptı önümüze geldi. Hakim, yazılı kaydın önemini vurguladı. “Her şey bu zaptın üzerinde yazılı,” dedi. Ama aklımda, her kelimenin ne kadar doğru olduğunu sorgulayan bir düşünce belirdi: “Duruşma zaptı delil olur mu? Bu sözler doğru yansıyor mu?”
Duyguların Çatışması ve Hayal Kırıklığı
Hikayenin o noktasında, ruhumda bir hayal kırıklığı doğmuştu. Zaptın içinde kelimeler vardı, fakat hislerim doğru yazılmamış gibiydi. Ne de olsa, insanlar bazen öfkeleriyle, duygusal anlarıyla doğruyu yanlışına karıştırabiliyor. O zaptı elime aldım, okudum. O anda, yanlış yazılmış bir kelimeyle tüm adaletin değişebileceğini düşündüm. O zaptın doğruyu söylediğini kim garanti edebilirdi ki? İnsanlar duygusal anlarda yanılabilir, ya da gerçekten yanlış yazılabilirdi.
Bir yanda gerçekleri söylemeye çalışan bir kadının sesi vardı; diğer yanda ise adaletin soğuk, matematiksel yüzü vardı. O zaptın bu karmaşayı çözebileceğini düşünmek bile korkutucuydu. O kadar çok şeyi anlatmak istedim ki, ama sadece birkaç cümleyle ifade edilebilecek bir dava açığa çıkıyordu. İşte o an, hukukun gücüne karşı, insanın zayıflığının yüzüne vurduğunu hissettim.
Sonuçlar ve Umut
Zaptın içindeki kelimeler doğru olsa da, herkes için adaletin tam anlamıyla sağlandığını hissetmek zordu. Fakat bir şeyler değişmeye başlamıştı. Zaptın içinde yazan her kelime, her ifade bir gerçeği, bir parçayı tutuyordu. O an, her şeyin yazıya dökülmesinin aslında bir şans olduğunu fark ettim. Zaptın içindeki delillerin, hiç kimseyi tam anlamıyla tatmin etmese de bir yola çıkmayı sağlayabileceğini düşündüm.
O gün sonunda, duruşma zaptının bir delil olduğunu kabul ettim. Gerçekten, bir yazının, bir kağıdın taşıdığı güç vardı. O zaptın içindeki doğrular, zamanla ortaya çıkacak, her şey yerine oturacaktı. Umut bu yüzden vardı. Haksızlıklar er geç ortaya çıkardı. Bir süre sonra dava sona erdi, ve belki de sonunda herkes kendi huzurunu buldu.
Benim için bu hikaye sadece bir dava süreci değil, bir hayat davasıydı. Adaletin sadece yazıya dökülen kelimelerde değil, insanların hissettiklerinde olduğunu öğrendim. O zaptın yazıldığı gibi olmasa da, bazen hakikatin yolunun uzun olduğunu fark ettim.
İşte bu yüzden, duruşma zaptı delil olur mu? sorusu, bazen bizim yaşamımızdaki en doğru cevapları bulmamıza yardımcı olan bir aydınlanmaya dönüşür. Gerçekler kayıtlarda, ama bazen kalbimizde de gizlidir.